Aziz teklifini havanın karardığı saatlerde, deniz kıyısındaki güzel manzaralı bir restoranda yapmayı planlamıştı. Bir tekneyle mekana geldiklerinde onları ellerinde çiçekler olan iki genç kız bekliyordu. Zemine bir kırmızı halı serilmişti.
Aziz, bunun bir sürpriz evlilik teklifi olmasını planlamıştı. Feride baş başa bir yemek yiyeceklerini zannediyordu. Ortamın güzelliğinden, romantizminden etkilenmişti, mutluydu. Yüzünde güller açmıştı. Ama hala neler olacağının farkında değildi.
Etrafı çiçeklerle süslenmiş bir platforma çıktılar. Orada ikisi için romantik bir masa hazırlanmıştı. Manzara muhteşemdi. Oturup konuşmaya başladılar.
Sohbetin bir yerinde Aziz Feride'ye, kendisi onu sevdiğini söylediği zaman "Şimdi zamanı mı? dediğini hatırlattı. Şimdi zamanı mı idi peki? Feride olumlu cevap verince, bunu tekrarlayacağını söyledi. Ama Feride onu durdurdu. Bunu söyleme sırasının kendisinde olduğunu söyledi. O gece ona cevap verememişti. Ama o cevap içinde çığlık çığlığa bağırmıştı.
Bu gece de Aziz'i sevdiğini kolayca söyleyemedi. "Ben de" diyecekti sadece ama Aziz'in de ısrarıyla "Ben de seni seviyorum." dedi sonunda. Bunun üzerine Aziz yerinden kalktı ve ona elini uzattı.
"Yiğidi öldür, hakkını ver" demişler. Öyleyse hakkını verelim, Aziz gerçekten güzel ve etkileyici evlenme teklifi sözleri söyledi. Feride önce rüyalarına girmiş, kalbinin ritmini değiştirmişti. Sonra hayatına girmiş ve hayatının yönünü değişmişti. Şimdi kalbindeydi ve ruhu değişmişti. Feride'nin girmediği tek bir yer kalmıştı: Evi. Artık oraya da girmesini istiyordu. Ve böylece geleceklerinin değişmesini.
Bunları söyledikten sonra aldığı yüzüğü çıkardı.
Feride'nin cevap vermeden önce duraklaması onu hayal kırıklığına uğrattı. Acele mi etmişti acaba? Ama hayır, yanlış yorumlamıştı. Çok heyecanlıydı. Öyle heyecanlıydı ki Feride'nin "Evet" cevabını hemen anlayamadı.
İşte teklif anlarının videosu:
Vuslat'ın Aziz'den Feride'ye evlenme teklifi sahnelerinin yer aldığı 19. bölümünde, iki aşık tatlı tatlı sohbet ederlerken, Aziz'in çocukluk arkadaşı olan ve adama içi giden Nehir de oraya geldi. Bir konuşmayı duymuş ve işine geldiği gibi yorumlamıştı. Aziz'in orada kendisini bekleyeceğini, birlikte yemek yiyeceklerini sanıyordu. İkisini öyle görünce çok fena oldu. Aziz'le Feride onu görmediler. İzleyici olarak ben gördüm ve mutsuz olduğu için hiç üzülmedim. Nehir dizinin kötü, hatta şeytani karakterlerinden birini temsil ediyor. Ufak Tefek Cinayetler dizisindeki Merve de öyleydi ve bir sürü hayranı vardı. Evet, bencil ve kötü bir insandı ama ah, aman Yarabbi, ne kadar da zeki bir kadındı öyle! Hayranları böyle düşünüyorlardı ama ben "Pis zeka" dediğim şeyden hoşlanmam. O yüzden sevmezdim kendisini. Nehir'i de sevmedim. O da pis zekalı. Bu yüzden üzülmesi beni rahatsız etmedi. Oh olsun, hatta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder